26 Ağustos 2016 Cuma

Soğuk İklimlerin Romantik Çocuğu : Chopin

 




  Soğuk iklimlerin romantik çocuğu, en büyük romantiklerden, klasik müziğin piyano babası Fryderyk Franciszek Chopin...Vatan hasretini, Sand'e olan sevgisini narin karakteriyle piyanoya ustaca yansıtmıştır.Onun hassas ve kırılgan karakterini notaların içine saklanmış yoğun duyguların içinde bulursunuz birden.Klasik müziğin ürkütücü havasından birden ağlayan ve utangaç bir çocuğa soyar kalbinizi.Karlı bir şubat gecesinde, sıcak ve güvenli evinizin buğulu pencereleri arkasından işgal altındaki bir şehri izlediğiniz bir anda, tüm acıların kalbinizin duvarlarından gözyaşları halinde süzüldüğünü düşünün...İşte Chopin dinlemek biraz böyledir.

  Tam anlamıyla doğru bir önermedir bu söyleyeceğim: Avrupa "müziği hissetmeye" Chopin'le başlamıştır.

  Chopin, 1810'da Rus işgallerinin içine gömülmüş, haritadan silinmiş bir Avrupa ülkesi, Polonya'da doğdu.Zengin bir Fransız aristokratı baba ve Pol bir annenin yetenekli oğulları Fryderyk, henüz dört yaşında piyano tuşlarıyla içli dışlı olmuştu.Tabiki bu içli dışlı oluş süreci, rönesansın en büyük piyano ustalarından biri olacağının sinyallerini veriyordu.Aile içi toplantılarda piyano çalmaya başlayan Chopin, ilk basılı eserini yedi yaşında verdi.Utangaç ve içine kapanık küçük Chopin o yaşlarda bu utangaç hallerine rağmen ilk büyük konserini henüz sekiz yaşındayken Varşova'da yaşlı ve yoksul bir yazar yararına verdi.Daha küçük yaşlarda bu denli başarıya ulaşmış Chopin için  Schumann “Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor. Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez; bir iki şiirle bu unvana layık olabilirsin. Chopin de böyle şiirler yazmıştır” cümlelerini sıralamıştır.

  On altı yaşında Varşova Konservatuarı'nda Joséf Erlsner'den müzik eğitimine başladı.
On iki yaşında yaptığı beste, İspanya'nın milli marşında kullanılan romantik piyanist, henüz on dokuz yaşındayken vitüöz kabul edilmiş hemen iki yıl sonra piyano hocalığına başlamıştır.
Yirmi bir yaşındayken babası onu memleketi ve o dönemin sanat merkezi Fransa'ya gönderdi.Hüznün ve melankolinin eserlerine ağır bir şekilde yansımasının nedeni olan memleket özlemi işte bu dönemlerde başladı.Kalabalık korkusu onu evinde daha iyi çalan bir romantiğe dönüştürmüştü.Zamanla ilham aldığı ve onu keşfeden o zamanın en değerli piyanistlerinden Lizst'in önüne geçmiş, devrinin çok üstünde ve değeri daha çok sonradan anlaşılacak bir müzisyen olmaya çoktan başlamıştı utangaç Chopin...



  Yirmi altı yaşındayken Marie d'Agoult tarafında verilen bir davette, onu ölüme sürükleyecek sevgilisi George Sand'la tanıştı.Sand ondan dört yaş büyüktü.Tanıştığı parti de Sand, Chopin'e itici geldi.Hatta kaynaklarda onun Sand'ı ilk gördüğünde "O gerçekten bir kadın mı? Ne kadar itici!" cümlelerini kurduğu yazar.Bu kötü tanışma faslı, Chopin ve Sand'ın 1837-1847 yılları arasında inişli çıkışlı bir ilişki yaşamalarıyla devam etti.Bu zaman aralığında iki yüzün üzerinde beste yaptı, mazurka ve polonezleri folklör statüsünden sanat seviyesine yükseltti.Bu tarih zarfında artık bu utangaç adam devrin müzik devi, ünlü piyanist Chopin'e dönüşmüştü.

  Chopin, 1847'de Sand'la ayrılışından sonra İngiltere'ye yaptığı bir seyahat sonucu o yılların feci hastalığı tüberküloza yani vereme yakalandı.İki yıl boyunca hastalıktan, Rus işgali altındaki Polonya'nın hasretinden ve bakımsızllıktan, 1839 yılında, 17 Ekim'de sanat dünyasını Chopin'siz bıraktı.
  Sanatçının mezarı şu an Paris'te bulunuyor.Kalbi ise Varşova'da Holy Cross Kilisesi'nin içinde muhafaza ediliyor.



  Romantik sanata tüm hayatı boyunca iki yüz otuzun üzerinde eser sığdırmıştır.İlhan Mimaroğlu, Müzik Tarihi eserinde Chopin'i "Küçük şeylerde büyük, büyük şeylerde küçük." betimlemesiyle özetler.

Yazan:Ayşe Sena Emir

Kaynak:
ekşi sözlük
https://en.wikipedia.org/wiki/Fr%C3%A9d%C3%A9ric_Chopin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder